Sapphire AVM: Tüketim Toplumunun Güç ve İdeolojiye Dair İzdüşümleri Alışveriş merkezleri (AVM’ler) günümüzde yalnızca tüketim mekânları değil, aynı zamanda toplumsal yapıları, güç ilişkilerini ve kültürel normları yeniden üreten alanlar haline gelmiştir. Sapphire AVM de bu bağlamda, İstanbul’un en büyük ve prestijli alışveriş merkezlerinden biri olarak, iktidar ve toplumsal düzenin nasıl şekillendiğini gözler önüne seren bir mikrokozmos işlevi görüyor. Tüketim alışkanlıkları, toplumsal sınıflar, cinsiyet rolleri ve devletin ekonomik politikaları, bu tür mekânlarda belirleyici bir rol oynamaktadır. Ancak bu düzeni sadece ekonomik bakış açısıyla açıklamak yeterli değildir; bu mekânlar, aynı zamanda toplumun ideolojik yapılarını, bireylerin toplumsal kimliklerini ve etkileşim biçimlerini yansıtan birer…
4 YorumRenkli Teknoloji Hikayeleri Yazılar
Yay Libre Ne Demek? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Perspektifinden Bir İnceleme Toplum olarak her geçen gün daha fazla çeşitliliği kabul ediyor, daha eşitlikçi bir dünya için adımlar atıyoruz. Bu süreçte, farklı kavramların anlamını ve bu anlamların toplumsal yapılarla nasıl şekillendiğini sorgulamak önemli. “Yay libre” gibi bir terim, kulağa yabancı gelse de, derinlemesine incelendiğinde, özgürlük, eşitlik ve kişisel ifade özgürlüğü gibi temel değerlerle nasıl kesiştiğini anlamamıza yardımcı olabilir. Bu yazıda, “yay libre”yi toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet bağlamında ele alacağız. Yay Libre Nedir? Yay libre, dilimize Fransızcadan geçmiş bir terim olup, genel olarak “özgür yay” ya da “serbest…
8 YorumFiktif Alacak: Ekonomi Perspektifinden Bir Değerlendirme Ekonomi, kaynakların sınırlı olduğu bir dünyada, insanların bu sınırlı kaynakları nasıl kullanacaklarına dair seçimler yapmasını inceleyen bir bilim dalıdır. Her seçim, bir fırsat maliyeti taşır ve bu fırsat maliyetleri, bireylerin ve toplumların ekonomik refahını doğrudan etkiler. Fiktif alacaklar da, bu sınırlı kaynakların yönetimi ve dağıtımı üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Ancak bu kavramı yalnızca kuru bir finansal tanım olarak değil, aynı zamanda piyasa dinamikleri, bireysel kararlar ve toplumsal refah çerçevesinde ele almak, ekonomi üzerine düşünmemizi derinleştirir. Bu yazıda, fiktif alacakların ekonomi içindeki rolünü, erkeklerin genellikle verimlilik ve strateji odaklı, kadınların ise dayanışma ve sosyal…
Yorum BırakHakkari’nin Kürtçe Adı: Kimlik, Tarih ve Siyasi Bir Sembol Hakkari’nin Kürtçe adı nedir? Bu soru, basit bir coğrafi adlandırma meselesi olmaktan çok daha fazlasıdır. Hakkari’nin Kürtçe adı, hem tarihsel bir derinlik taşır hem de kimlik, kültür ve siyasi güç dinamiklerini sorgular. Bu yazıda, Hakkari’nin Kürtçe adının ne anlama geldiğini ve bunun toplumsal, kültürel ve siyasi açıdan ne gibi tartışmaları tetiklediğini derinlemesine inceleyeceğiz. Hakkari’nin Kürtçe Adı: Çelişkilerle Dolu Bir Tarih Hakkari, Kürtçede “Colemêrg” olarak adlandırılır. Bu isim, Kürt halkı için sadece bir coğrafi işaret olmanın çok ötesindedir; aynı zamanda kültürel ve toplumsal kimliğin, bu topraklardaki yerel halkın uzun geçmişinin, tarihsel süreçlerinin…
Yorum BırakFonetik Alfabe ve Kültürel Kimlik: Antropolojik Bir Perspektif Kültürlerin çeşitliliğini merak eden bir antropolog olarak, her dildeki semboller, sesler ve işaretlerin ne kadar derin bir anlam taşıdığına her zaman hayran kaldım. Her toplum, kendine özgü bir dil yapısına ve iletişim biçimine sahiptir. Bu diller yalnızca iletişim araçları değil, aynı zamanda kimlik, değerler ve kültürel ritüellerin de taşıyıcısıdır. Fonetik alfabe, harflerin ve seslerin bir araya gelerek anlamlı bir bütün oluşturduğu bir sistemdir. Ancak, bu sistemin gerisinde çok daha derin anlamlar ve topluluk yapılarına dair izler bulunmaktadır. Fonetik alfabeyi, yalnızca dilbilimsel bir araç olarak değil, aynı zamanda kültürel bir yapı, toplumsal bir…
Yorum BırakDeus Ne Demek Argo? Gelecekte Ne Anlama Gelecek? Hepimiz dilin evrimine tanıklık ettik; bir kelime günümüzde ne anlama geliyorsa, gelecekte farklı bir anlam kazanabilir. “Deus” kelimesi de buna örneklerden biri. Bugün, argo dünyasında “deus” terimi, birinin aşırı derecede güçlü, etkileyici ya da ikna edici olduğunu anlatmak için kullanılıyor. Ancak gelecekte, bu kelimenin anlamı nasıl şekillenecek? Bugün, hep birlikte bu sorunun üzerinde durmak istiyorum. Geçmişin diline bakarak geleceğin diline yön verme ihtimalimiz var mı? Bir argo teriminin zaman içinde evrimleşmesi, bizim toplumumuzun değerleri, ihtiyaçları ve etkileşim biçimimize nasıl yansır? Erkeklerin ve kadınların, bu tür kelimelere nasıl farklı şekillerde bakabileceği de bence…
Yorum Bırakİlk Haçlı Seferini Kim Kazandı? Gerçek Kazanan Kimdi? Tarih bazen öyle bir şekilde yazılır ki, doğru bildiğimiz çoğu şey aslında çok daha karmaşık bir yapıya sahiptir. İlk Haçlı Seferi’ni kim kazandı diye soruyorsanız, cevabınız belki de beklediğiniz kadar basit olmayacaktır. Gerçekten kazanan kim? Hristiyanlar mı? Musul halkı mı? Yoksa bir tarih kitabındaki galip mi? Haçlı Seferi’nin galibi konusunda, bazen zaferin, tarafların yaşadığı kayıplar ve toplumların uğradığı zararla ne kadar örtüştüğünü göz önünde bulundurduğumuzda, soru birdenbire daha karmaşık hale geliyor. Evet, çoğumuz ilk Haçlı Seferi’nin Hristiyanlar tarafından “zaferle” sonuçlandığını öğrenmişizdir. Ancak bu zaferin doğurduğu acılar, kayıplar ve uzun vadeli sonuçları göz…
Yorum BırakCezayı Kaldıran Şahsi Sebepler: Adaletin Farklı Yüzleri Herkes bir şekilde hayatında “bunu hak etmiyorum” dediği anlar yaşar, değil mi? Bir hata yapmışsınızdır, belki de bir suç işlemişsinizdir, ama bir şekilde, bir şekilde, adaletin dışında bir şeyler işler ve cezadan kurtulursunuz. Şahsi sebeplerin cezaları kaldırma gücü, toplumda genellikle “iyi niyet” olarak algılanır. Ancak bu, her zaman adaletin doğru şekilde işlediği anlamına mı gelir? Bunu tartışmak istiyorum, çünkü bu konu sadece hukukun değil, insanların, toplumların ve bireylerin vicdanlarının da sınavıdır. Adaletin ve Şahsi Sebeplerin Çelişkisi Cezaların şahsi sebeplerle kaldırılması, teorik olarak hoş bir düşüncedir. Örneğin, bir kişi ciddi bir suç işlemiş olabilir,…
Yorum BırakHasan Tahsin İlk Kurşunu Kim Sıktı? Hepimizin aklında yer etmiş bir hikayedir; 1919’un o tarihi günlerinde, düşman zırhlısı ve işgalci kuvvetler İzmir’i kuşatırken, bir kahraman çıktı ve ilk kurşunu sıktı. Bu kurşunun izinde, çok fazla merak ve tartışma da var. Peki gerçekten, o meşhur kurşunu kim sıktı? Gelin, biraz bu tarihi anı, insanları ve onların yaşadığı dramı daha yakından keşfedelim. İlk Kurşun ve O An 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Atatürk Samsun’a çıkarak Kurtuluş Savaşı’nı başlatmıştı, ancak bu sürecin İzmir’deki ilk ateşi çok daha önce yakılmıştı. 15 Mayıs 1919 tarihinde Yunan askerleri İzmir’i işgal etti. O an İzmir’de, düşman zırhlısının…
Yorum BırakAnı Türünün İlk Örneği Nedir? Hadi bakalım, zaman makinemize binelim ve edebiyat tarihinin derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkalım. Ama önce kendinize rahat bir sandalye hazırlayın, çünkü bu yazıdan sonra herkesin “anı” kavramına bakış açısı biraz değişecek. Anı türünün ilk örneği nedir, diye soruyorsunuz ya… İşte burada, biraz kafa karıştırıcı ama kesinlikle eğlenceli bir yolculuğa çıkacağız. Hazır mısınız? Bunu okuduktan sonra, anı yazarlığının aslında ne kadar eskiye dayandığını anlayıp, “Aa, demek ki bu işi ilk yapan kişi aslında…” diyeceksiniz. Tabii ki ilk anıyı kim yazdı, hangi kavimden çıktı, ne zaman yazdı gibi sorular, tarihçiler için sürekli tartışma konusu. Ama biz burada…
Yorum Bırak